Ana SayfaRetina Hastalıkları ve CerrahisiRetina Nedir? Retina Hastalıkları ve Tedavileri

Retina Nedir? Retina Hastalıkları ve Tedavileri

Retina görmemizi sağlayan en önemli göz yapılarının en başında gelir. Retina bir ağ tabakasıdır ve göz küresinin iç yüzeyini kaplayan ince, pembemsi, kırmızı renkleri olan komplike bir yapıya sahip olan bir tabakadır. Şimdi gelin biraz daha yakından bakalım.

Retina Nedir?

Göz küresinin arka kısmında yer alır ve ışığa duyarlı göz sinirleri vardı. Görmeyi sağlayan damarların beslenmeside retinanın iç kısmında olan damarlar ile yapılmaktadır. Retina fotoreseptör adı verilen özel reseptörleri barındırmaktadır. İki tip fotoreseptör bulunmaktadır. Bunlarıdan birisi çubuklar diğeri ise konillerdir. Çubuk fotoreseptörler siyah beyaz görüş, az ışıkta görüş ve hareketleri algılamaktadırlar. Koniller bakarsak renkli görmeden sorumlu olup, merkezi görüşü sağlarlar. Orta ve yüksek miktardaki ışıklarda en iyi görüşü sağlamak için çalışırlar

Çubuk reseptörün konumuna baktığımızda ağ tabakaya tamamen yayıldığını görürüz. Koni reseptörler ise makula adı verilen merkezdedirler. Makulanınsa tam ortasında fovea adında başka bir koni reseptörü vardır. İşte görmenin maksimuma çıkabilmesi ve renkli görme, görme keskinliği gibi önemli rolleri üstlenmektedir. Retinanın en büyük düşmanlarından birisi yüksek tansiyon diğeri ise şeker hastalığıdır.

Retina Ne İşe Yarar Görevleri Nelerdir?

Az önce bahsettiğimiz fotoreseptör hücreler sayesinde mercek ile kornea tarafından odaklanılarak alınan ışık, optik sinirlere yani görme sinirlerine iletilir, optik sinirler ise beyindeki görme merkezine bu ışık sinyallerini götürür. Yani beynin görsel korteksine kadar optik sinirler ile gelmektedir. Aradından beyimiz gelen verileri işleyerek görsel algılar ve görüntüler meydana gelir.

Kısacası retina dış ortamdan gelen ışığı algılar. Retina tabakasına ters olarak düşen görüntülerse optik sinirler ile beyne gider. Bu nedenle birçok içeriğinde sinir barındırır.

Retina Hastalıkları Nelerdir?

İster retina dokusu olsun ister etrafındaki dokular olsun bu bölümde meydana gelen hastalıklar, retina ağ dokusunda veya retinanın herhangi bir yerinde görülebilir. Fakat retinanın etrafındaki dokularda oluşan olan olumsuz durumlardan etkilenebilir. Kliniklerde en çok görülen retina hastalıklarıysa şu şekildedir;

  • Retinanın damar yapılarında meydana gelen tıkanmalar,
  • Hepertansiyon ve/veya şeker hastalının neden olduğu kanamalar,
  • Retinada çeşitli nedenlere bağlı yırtık oluşması,
  • Sarı nokta, tıbbi adı ile retina dejenerasyonu,
  • Retinananı alt kısmında sıvı toplanamsı ve ödem oluşumu,
  • Retinanda veya etrafındaki dokularda tümör oluşumları,
  • Makula deliği,
  • Ciddi sorunlara neden olabilen yüksek dereceli miyopiler,
  • Epiretinal membran,
  • Retinitis pigmentosa (gece körlüğü)
  • Çeşitli gözün etkilendiği travmalar.

Özellikle 6 numara ve üzeri miyoplarda retina yırtılması riski daha fazladır.

Retina Hastalıkları Nedeneleri

Retinayı etkileyen çok fazla etken bulunmakta olup klinikte en sık karşılaşılan nedenler şunlardır;

  • Damar problemlerine bağlı gelişen retina sorunları,
  • Genetikten gelen veya doğumsal,
  • Şeker hastalığı her zaman retina için bir tehdittir,
  • Yüksek tansiyon,
  • Makula deliği,
  • Göz tümörleri,
  • İlaçların neden olabileceği retina hasarları gibi maddeler halinde sıralanabilir.

Retina kısmında oluşan hastalıklar kendilerine has, karakteristik özellikler ile belirtiler gösterirler. Bu nedenle diğer bazı göz hastalıklarına göre şikayetler daha açık ve net olduğundan hastalar ters giden bireylerin farkına daha rahat varmaktadırlar. Dikkat edilmesi gerken en önemli husussa şikayeteler başlar başlamaz hemen bir sağlık kuruluğuna gidilmesi gerekmektedir. Geç kalınması durumlarında kalıcı görme kayıplarının olabileceği bilinmelidir.

Retina Hastalıkları Belirtileri Neler?

Retina hastalıkları belirtilerini tek bir konu altında değil iki madde altında sıralarsak daha doğru olur. Bunlar ise;

Retina yırtığı ve delinmesi belirtileri

Görüş alanında aninden meydana gelen uçuşan siyah lekeler veya büyük lekeler,

  • Tek veya iki gözde birden ışık çakmaları yaşanması,
  • Görmede bulanıklık, görme netliğinin bozulması,
  • Gözün önüne perde inmesi,
  • Yan görme alanlarında (periferik) kademeli olarak azalma.

Retina merkezli, retina hastalıkları belirtileriyse;

  • Net görememe ve buna bağlı daha fazla ışığa ihtiyaç duyma hissi,
  • Uzaka ve/veya yakını görmede zorluk,
  • Renkleri canlı görememe,
  • Parlak ışıktan soluk ışığa geçildiğinde adaptasyon sorunu,
  • Düz çizgilere bakıldığında yamulmalar görme,
  • Merkezi görme alanında bulanıklık ve puslu görme,
  • İki göz arasında büyüklük olarak farkların oluşması,
  • İnsan yüzlerini net görmede ve seçmede zorluklar,
  • Merkezi görmede bozulmalar.

Merkezi görme nedir diye akılınıza takılmış olabilir. Merkezi görme makula ile ilgili bir durumdur. Gözün arka kısmında retina tabakasına bapğlı 4-5mm büyüklüğünde bir bölgedir. İşte bu retinanın merkezinde olan makula hassas görmeden sorumludur ve merkezi görme adı verilir. Buradan uzaklaştıkça kenarlara doğru gidildikçe görme zayıflar ve buna da periferik görme adı verilir.

Retina Hastalıkları Tedavisi

Retina görme için oldukça önemli ve çok hassas bir yapıya sahip göz yapılandandır. Çok küçük olmasına rağmen çok karmalık bir yapıya sahiptir. Fotoğraf makinesindeki görüntülerin meydana geldiği yer diyebiliriz. Bu nedenle bu kadar karmaşık bir yapıda meydana gelebilecek her hastalığın maalesef tedavisi bulunmamakta. Ancak günümüzde  gelişen teknoloji ve tıp görüntüleme sistemleri ile birlikte tedavilerde başarı oranları ve tedavi yelpazeside genişlemiştir. Retina tedavindeki ana prensip iki guruba ayrılmasıdır. Guruplar ise şu şekildedir;

İlaç tedavileri ve cerrahi tedaviler olarak ikiye ayrılmaktadır. Cerrahi tedavilerde laser ve retina cerrahisi kullanılmaktadır.

Kuru tip sarı nokta hastalığı genellikle herhangi bir medikal veya cerrahi tedavi gerektirmez. Ancak yaş tip olarak adalandırılan sarı nokta hastalığında görme kayıpları olabileceği içim göz için enjeksiyon veya lazer tedavileri ile müdahale etmek gerekir. Genelikle sarı nokta hastalığında anti – VEGF ilaç gurupları kullanılarak tedaviler planlanmaktadır.

Retina hastalıklarının tedavisinde hastaların dikkat etmesi gereke en önemli konuların başında gözlerini doğrudan güneş ışınlarında maruz bırakamamalarıdır, güneş ışınları sarı nokta hasatalığını tetikleyebilir. Ayrıca sigara içmek retina tedavilerinde tedavi zorlaştırmaktadır. Ek olarak sigara retina hastalıklarının riskini büyük oranda arttırmaktadır.

Retina Yırtılması

Retina yırtılması tıbbi adı ile retina dekolmanıdır. Retina yapıştığı ve beslendiği yapıdan ayrılmasına retina dekolmanı denir. Retinada oluşan yırtıkların içinden göz sıvısı içeri girerek retinanın bulunduğu yerden ayrılmasına neden olur.

Retina yırtıklarına bakacak olursak, retina tabakasının ne oranda inceldiğine bağlı olarak ortaya çıkar. Genellikle retina tabakası ileri dereceli miyoplarda görülebilmektedir. Tedavisi geç kalınırsa retinaki hasara bağlı olarak körlüğe kadar giden istenmeyen sonuçları olabilmektedir.

Kesinlikle flaş çakmaları, şimşek çakmaları, giderek artan perdelenme ve karartı gibi şikayetler olursa mutlaka kişi hemen bir hekim başvurması gerekmektedir. Ne kadar erken tanı konulur ve tedavi planlanırsa o derecede tedavinin başarı şansı artmaktadır. Retinanın ne kadar yırtıldığı, yırtık içinden retinanın içine göz sıvısının kaçıp kaçmadığı gibi kriterlere göre yapılacak cerrahi tedavi değişmektedir. Genellikle hastalara vitrektomi amaliyatı yapılarak tedavi edilmektedir. Ameliyatta destekleyici olarak göz içine gaz veya silikon basılır.

Gaz kendiliğinden kendisini dışarı tahliye eder, bu süre boyunca göremez. Genellikle göz içine basılan gaz bir ay içinde kendisini tahliye edecektir. Silikonda ise şeffaf olduğu için görmeyi engellemez ancak 3 ay gibi bir süre sonunda silikonu almak için ikinci operasyon gerçekleşir.

Diyabet ve Retina Sorunları

Şeker hastalığına bağlı olarak gelişen retina sorunları eğer erken tanı ve tedavi yapılırsa göz içi enjeksiyonlar ile veya lazer cerrahisi ile tedavisi yapılabilmekte. Ne kadar uzun süre şeker hastası olunursa diyabetik retinopati riski o derecede artmaktadır. Elde edilen verilere göre 15 yıldan daha fazladır şeker hastası olanlarda 4 hastanın üçünde yani %75 oranında diyabetik retinopati geliştiği görülmüştür.

Diyabetik retinopati sıklıkla küçük kılcak damarların tıkanması ile oluşur. Kılcal damarlarsa tıkanmalar olursa retinada tıkanmaların boyutuna göre hasarlar olacaktır. İlk başlarda hastalarda herhangi bir görme bozukluklarına neden olmaz. Ancak tedavi edilmediği taktirde ileri seviyelerde tam görme kaybına bile neden olabilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi oldukça önemli bir yer tutmakta.

Hastalığın seyrini durdurmak ve retinanın hasar almasını engellemek için öncellikle kolesterol ve kan şekeri kontrol altına alınmadır. Yapılan tetkikler ve muayeneler sonucunda retinada yeni damarlanmalar meydana gelmişse lazer tedavisine gidilir. Önemli olan nokta göz içi kanama olmadan önce lazer tedavisi yapmaktadır. Aksi taktirde lazer tedavisi işe yaramayacak cerrahi tedaviye gidilecektir.

Sarı Nokta Hastalığı

Sarı nokta hastalığı halk arasında bu ismi ile bilinsede, tıbbi olarak makula dejenerasyonudur. Yaşın ilerlemesi ile beraber ileri yaştaki hastalarda görülür. Makula gözün arka duvarında olan retina tabakasında yer alır. Ortalama 4-5mm boyutundadır. Hassas ve renkli görmemizden makula alanı sorumludur. Makulada fotoreseptörler bulunur bu fotoreseptörlerin hüreleri zarar görürse, merkezi görmede sorunlar oluşur. Giderek bu görme sorunu artar.

İleri yaşlarda özellikle 55 yaş ve üzerindeki kişilerin görme kayıplarında önemli rol oynar. Rahatsızlık ilerleme eğilimindedir. Ancak tam görme kaybı yapmaz. Bulanık görme, düz çizgilerin yamuk görülmesi ve ayrıntı detayları tam görememek gibi belirtiler vermektedir..

Erken tanı ve tedavi yine bu hastalıktada büyük önem taşımaktadır. İlerledikçe önüne geçmek, yavaşlatmak daha zor olacaktır. İlerlemesini durdurmak ve yavaşlatmak için antioksidan takviyeler ve göz içine yapılacak enjeksiyon tedavilerinden faydalanılmaktadır. Bunların yanı sıra sarı nokta tedavisinde görmeyi daha iyi hale getirecek MACRO-vision adında göz içine yerleştirilen lensler kulanılmaktadır. Göz içine lens takılmadan önce yapılan simülasyon ile görmenin ne kadar düzeleceği önceden ön görülebilmektedir.

Retina Muayenesi Nasıl Yapılır?

Retina muayenesine geçmeden önce birtakım başka muayenelerin ve tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Bunlar; göz tansiyonu ölçümü, göz dibi muayenesi ve biomikroskop ile ön sekmektin değerlendirilmesi gerekmektedir.

Retinayı incelemeye geçmeden önce yapıları daha rahat görebilmek için göz bebeklerine damla damlatılarak genişlemeleri sağlanmaktadır. Retina gözün özel bölümlerdinden olup muayene süresi diğer göz muayenelerine göre biraz daha uzun sürmektedir.

Yapılan retina muayenesinde sadece retina hakkında kıymetli bilgiler edinilmez. Bunların yan sıra şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kafa içi basınç yükselmesi ve beyin tümörleri gibi çeşiti konulardada bilgiler vermektedir.

Retina muayenesinde yapılan tetkiklere bakacak olursak;

  • Optik Kohorens Tomografi (OCT) yapılır. Böylece retinanın resimleri çelilir,
  • Ultrasonografi,
  • Fundus Floresein Anjiografi (retina damarlarının görüntülenmesi, boya ile)

Göz Dibi Muayenesi Neden Yapılır?

Göz dibi muayenesini gerekli olduğu durumlar şöyledir;

Göz siniri iltihabı (optik norit)

Retina yırtıkları (retina dekolmanı)

Göz tansiyonu (glokom)

Sarı nokta hastalığı (makula dejenerasyonu)

Diabetik retanopati,

Hipertansif retinopati gibi sistematik hastalıklarda göz hekimlerince göz dibi muayenesi gerçekleştirilmektedir.

Fundus Floresein Anjiografi Nasıl Yapılır?

Fundus muayenesini yapabilmek için oftalmoskop veya biomikroskop aletlerinden yardım alınır. Göz bebeğinden arka tarafa doğru düşen ışık sayesinde gözün arka kısmında kalan yapılar görüntülenir. Görüntüler çok küçük olacağından, büyütmek için özel tasarlanmış mercekler kullanılmaktadır.

Fundus muayenesinde göze ışık tutulur, bu ışık sayesinde göz bebekleri refleks verir ve küçülür. Göz bebeklerinin küçülmesi muayene sırasında istenmeyen bir durumdur. Bu nedenle göz bebeklerine damla damlatılarak küçülmelerinin önüne geçilmiş olunur ve büyütülür. Sadece bu göz damlaları hastanın birkaç saat boyunca biraz bulanık görmesine ve ışığa karşı hassasiyet yaratır. Bu nedenle muayeneden sonra hastalar kendilerini birkaç saat ışıktan korumalıdırlar. Böyle bir muayene gidilecekse sonrasında kullanmak için güneş gözlüğünüde götürülmesi gerekir.

Muayene sırasıda yapılan damlalar her hastada yapmasada bazen azda olsa baş ağrıları, hafif denilebilecek ateş, ciltte dökülme ve hafif sersemlik hissi yaşatabilir. Ilaç veriledikten 24 ile 73 saat arasında bütün yan etkiler kendiliğinden düzelir. Eğer kapalı glokom varlığında yapılmak istenirse bu damaların kullanım kontrollü şekilde yapılmalıdır. Çünkü kapalı glokomda göz bebeği irileşir veya değişir. Kapalı glokom demek iris ve kornea arasındaki açının daralması veya dar olması anlamına gelmektedir.

Göz bebeklerine gerekli işlemler yapılarak büyütüldükten sonra ise fundusu incelemek için birkaç yöntem kullanılabilir. Hangilerine ihtiyaç olursa hekim bunlara kendi karar verir.

Ayrıntılar: göz dibi muayenesi (fundus) muayene

İlgili Konularımız

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

İlginizi Çekebilir